Kitap Özeti: MS 2150


Düşünün ki küresel ısınma nedeniyle önce kutuplardaki buzlar eridi ve dünyayı su bastı. Bunun üzerine su basan ülkelerdeki insanlar hala kuru kalan topraklara göç etmeye başladı. Bu göç sonucu dünyanın yiyecek kaynakları hem azaldı, hem de insanlara erişiminde sıkıntıya uğradı. Alış-veriş ve pazarlar dünyada yaşanan bu felaketler nedeniyle işlemez hale geldi.

Bu açmaz benim kişisel beyin jimlastiğimdir:
  • Kuru topraklarda yaşayan insanlar, yeni göç eden insanlara nasıl davranır?
  • Savaşlar çıkar, kıtlık ve hastalıklar oluşur mu?
  • Bu durumdan sağ çıkmanın bir yolu var mıdır?
Aklımda felaket senaryoları dönüyor, göç etmek isteyen halk göç etmesini engellemeye çalışan diğer halkla savaşıyor. İnsanlar acıdan kıvranıyor, zaten az olan kaynaklar bu savaşlarda çar çur oluyor.... Zor bir dünyada ayakta kalmaya çalışan ben ve sevdiklerim....

Bir süre önce ermiş gibi bir anda bundan zarar görmeden çıkmanın yolunu buldum. Hatta güzel haber, hepimizi kurtarabilirdi bu buluş! (Yalnız benim bulmadığımı da biliyorum üstelik!)

Eğer herkes birbirini (sadece sevdiklerini değil, herkesi, tüm dünyayı) kabullenir, yaşam alanını, yemeğini onunla paylaşırsa bu beladan zarar görmeden, savaşa girmeden, hastalıklar yayılmadan kurtulmak mümkündü.

Ben bunları düşünmekte yalnız değilim, hatta benden daha önce düşünen insanlarda olmuş, güzel güzel kitaplar da yazmışlar. M.S. 2150 bu kitaplardan biri.

Kısaca konusuna değinirsem 1976 yılında bir adam, astral seyehat ile 2150 yılına gidiyor ve orada kendine bir beden ediniyor. İki zaman arasında sürekli gidip geliyor ve amacı 2150'de o güzel makro dünyada kalmak oluyor. Bu nedenle de sürekli kendini makro bilgilerle geliştiriyor ve yetenekleri artıyor.

Kitap farklı kişiler tarafından değişik açılardan yorumlanmış. İnanca bağlayan, dünya düzenleri üzerinden de inceleyenler olmuş. Bilmem ki bu açıdan değerledirenler mikro düzeyden değerlendirmezler mi bu kitabı? :)

Bilmem ki bu kadar zor mu ben'den bize geçmek?

Kitabı öneren sevgili hocam Banu Gökçül'e teşekkürler...

4 yorum:

Eylem Yalın dedi ki...

Alıp okuyacağım. İlginç görünüyor...

Adsız dedi ki...

benini bilen rabbini bilir,firavun gibi burada kalınırsa sonuç kötü,alemlerin rabbini bilmek gerekir.

Adsız dedi ki...

ölüm astral bedene geçiş noktası,beynimizi ne kadar açabilmişsek o ortama uyum o kadar kolay olacaktır...dünyada ama olanlar,öbür boyuttada ama olacaklardır..(beyin işlevi ile ilgili)

Adsız dedi ki...

beyninin kendine ait ürettiği bir bilgi yoksa:bilgi hamalısın demektir...