körler ve fil


David A. Schmaltz’ın “Körler ve Fil” kitabını okudum ve sizler için özetini çıkarmaya çalıştım.

Kitap, günümüzde proje yönetiminin geleneksel metotlarına sorgu ile yaklaşıyor ve gelişen farklı ürünler ve hizmetler için beklentileri ne denli karşıladığını sorguluyor. Bu kitabı projelerle ve proje yönetimi ile ilgilenen kişilerin okumasını öneririm.

Etkili proje yönetimi için Schmaltz ilk adım olarak “emin olduğunuz her şeyi sorgulayın!” diyor.

Daha sonra da “eski” geleneksel yöntemlerin “yeni” projelerinizde basitçe yönetilmesinin ne derece mümkün olduğunu sorguluyor. Şöyle ki:

— Yönetimler, sabit bir yön çizmekte ve herkesin bu yönde gitmesini beklemektedir
— Finans kaynakları, bütçeye uygun ve zamanında bir performans bekleyerek geleneksel başarı kriterine bağlı kalmaktadır
—Denetçiler, zaman içinde çıkabilecek değişimleri bilmelerine rağmen, proje başlangıcında ayrıntılı planlar hazırlanmasındaki ısrarlarını sürdürmektedirler
—Yöneticiler, projelerdeki ilerlemeyi adım, adım izlemekte ve ekiplerin önceden saptanan yöntemlerdeki en ufak bir sapmayı açıklamalarını talep etmektedirler

Schmaltz bu sorgulamaların sonunda yeterli ilerleme sağlanamadığını, düş kırıklıkları yaşandığını söylüyor ve işler yoluna oturmuyor, mevcut durum ağır basıyor. Kimi yazarlar da bu projeleri “hayırsız “ olarak nitelendiriyor. Böylece asıl nokta gözden kaçıyor.

Yine kitapta geçen James Thurber’in örneğinde; büyük babasının otomobille ilgili öyküsünü aktarıyor. Büyük babası arabayı bir tür at olarak görmüş; denetlenemez ve aptal bir at. Otomobilin emirlere uyarak kendiliğinden dönmeyeceğini, araların atlardan farklı bir yöntemle yönetileceğini asla öğrenememiş ve ölürken yaptığı kazalar hakkında “salak” arabayı suçlamıştır. Bu örnekten yola çıkarak yolunda gitmeyen bu projelere “hayırsız” demek projelere gerektiği gibi yaklaşamadığınızı gösterdiğini öne sürüyor.

Mesela:

- Araziyi incelemeden harita hazırlıyoruz
- Sanki bu haritalar kanılardan çok bilgiye dayanıyormuş gibi uygulamaya koyuyoruz
- Bu hayali haritaları izlemeye başkalarını zorluyoruz
- Başarıya ulaşmak için ödül vaat ediyoruz
- Hedeflerden şaşanları cezalandırıyoruz

Vaatlerimiz ve tehditlerimiz çok çeşitli insanlık dışı davranışın gerekçesi olduğunu savunuyor. Örneğin:

— Gerçek sadakatin göstergesi olan gönüllü özveriler bekliyoruz
— Bağlılık nişanesi olarak kesin itaat bekliyoruz
— Tedbirli davranmak adına başkalarından kuşkulanıyoruz
— İnsanları birlikte iş yapmaya yüreklendirecekmiş gibi zorluyoruz
—Sanki motivasyon sağlayacakmış gibi cezalandırma yöntemleri seçiyoruz
—Harekete geçmelerini sağlamak amacıyla “ayaklarını ateşe tutuyoruz”

Schmaltz’a göre bu taktikler projeni başarısından ziyade mutsuzluğa yol açıyor. Diyor ki:

“Hayırsız projelerdeki” ihaneti kendimiz yaratıyoruz. Bunu deneyimlerimizi sadece başarıyı engellemekle kalmayıp anlamsızlığı da beraberinde getiren biçimde yorumlayarak yapıyoruz. “Kendi anlamsız deneyimlerimi kendi başıma yaratıyorsam güçsüz bir kurban durumuna düşerim. Bu ihanetin bir başka yerden kaynaklandığına inandığım sürece çözüm için bitmez tükenmez arayış içinde olacağım kesindir. Bunun benden kaynaklandığını kabullenirsem, bu zor deneyimlerin üstesinden gelme gücüne sahip olabilirim.”

Ama üstesinden gelebilmek, geçmişte kendimi güçlü hissetmemizi sağlayan kimi kavramları bırakmamı gerektirir. Kendimizi ya da bir başkasını yol üstündeki tedirgin edici bilgilerle karşılamaktan korumamızı sağlayacak şekilde önceden plan yapmanın mümkün olmadığını kabullendiğimizde inançlarımız yerle bir olur. Yalnızca projenin planlandığı biçimde gerçekleşmeyeceğinden emin olabiliriz, ödüller vaat ederek de başarıyı garantileyemeyiz, sapmalar aslında zararlı olmak yerine anlamlı başarıların göstergesi olabilirler.

Projemiz öyle bir dünyada oluşmaktadır ki artık:

—Kişisel özveri başarısızlığı engellemez.
—Kesin itaat başarıyı sağlamaz
—Başarısızlık birinin güvenilir olmaması anlamına gelmez
—Zorlama yetenekleri gölgeler
—Cezalandırma yada teşvik motivasyon sağlamaz

Bu değişimlerin sizi endişelendirmesi ve ürkütmesi normaldir. Özgüvenden ve inançlardan sapmanın bizi ürkütmesi ve kafa karıştırmazı gerekir. Başka hangi deneyim bizi emin olduğumuz kesinliklere meydan okumaya hazırlayabilir.






Hiç yorum yok: