YAPAY ZEKA


İnsanoğlu kendi gibi akıllı ancak insan yapımı yani yapay varlıkların yaratılması konusunda çok uzun yıllardır çeşitli çalışmalar gerçekleştiriyor. Gelişen teknolojiyi “akıllı” hale getirmek günümüz yapay zeka araştırmacılarının en önemli hedeflerinden bir tanesidir. Ancak yapay zeka çalışmalarının temelinde insan zekasının işleyişinin ya da beyin fonksiyonlarının tanımlanması yatmaktadır. Bu temelden hareketle yapay zeka, insanın zihinsel yeteneklerini, bilgi kazanma, öğrenme ve buluş yapmada uyguladıkları strateji ve metotları araştırarak, insana özgü bu özelliklere sahip yapılar oluşturmaktır.

Yapay zeka kavramının tarihçesi 1950’lere uzanır. 1956 yılında çalışmalarını Princeton Üniversitesi’nde sürdüren John McCarthy Marvin Minsky, Shannon ve Rochester’le birlikte Dartmouth’da bir konferans düzenlemiş ve McCarthy, yeni türettiği Yapay Zeka (Artificial Intelligence) ismini, konferansa ad olarak önermiştir. Bu toplantıda bir çok çalışmanın temelleri atılmakla birlikte, toplantının en önemli özelliği Mc Carthy tarafından önerilen Yapay Zeka adının konmasıdır. İlk kuram ispatlayan programlardan Logic Theorist (Mantık kuramcısı) burada Newell ve Simon tarafından tanıtılmıştır.

Günümüzde belirli sınırlar içinde de olsa bağımsız ve özgün hareketler sergileyebilen yapay zeka örnekleri üretilebilmektedir ancak bugünkü teknolojilerin uzantısı olarak bilgisayarların yapabileceği tek şey kendilerine verilen algoritmaları yerine getirmektir. (Özaktaş 1998) Algoritma her biri açık bir şekilde tanımlanmış işlemler dizisini ifade eder. Öyleyse bir bilgisayarın bir şeyi yapıp yapamayacağı, o şeyin algoritmaya indirgenip indirgenemeyeceğine bağlıdır denebilir. Dolayısıyla bilgisayar sadece belirlenmiş davranışları sergileyebilir ve sadece davranışı sergilemek gerçekten öğrenme olduğu anlamına gelmeyebilir.

Gelişen teknolojiye bakıldığında “gerçekten öğrenen” ya da “insan gibi davranan makine yapılabilir mi?” sorusu olumlu ya da olumsuz bir yanıt bulabilecek gibi görünmekle birlikte yapay zeka teknolojisi kullanılarak bazı uzman sistemlerin hayata geçirildiği de görülmektedir. Bilginin organize edilmesi ve dağıtılması konusunda çalışan bu sistemler “Karar Destek Sistemleri” olarak da adlandırılırlar.

Bunların dışında yapay zeka teknolojisi kullanılarak satranç ya da benzeri strateji oyunları da geliştirilmiş ve insan zihnine rakip olarak görülmeye başlamıştır.

Yapay zekanın hedeflenen biçimi ile gerçekleşip gerçekleşmeyeceğine ilişkin görüşler karşılıklı söylenmekle birlikte, insanı salt molekül ya da davranış yığını olarak görmeyip, insanı insan yapan bir “öz” ün var olduğu gerçeğini kabul edenler için bilgisayar bir makine olmaktan öte geçemeyecektir.

Öznur Toper

Hiç yorum yok: